Hediye Çeklerinin Gider Yazılması Ve KDV’sinde Son Durum

I- GİRİŞ Son yıllarda hediye verme işlemi günün değişen koşulları, kişisel tercihler vb. nedenlerle şekil değiştirmiş, doğrudan hediye alıp vermek yerine, hediye çeki verilmek suretiyle gerçekleştirilmeye başlanılmıştır. Hediye çeki gerek hediye verenlerin gerekse hediye alanların işini kolaylaştırmıştır. Hediye verenler, ilgili işyerinden hediye çeki alarak vermekte, hediye alanlar ise bu çekleri kendi zevkleri ve ihtiyaçları doğrultusunda çeki çıkaran iş yerinden alışveriş yaparak kullanmaktadırlar. Hediye çeki verilmesi olayına daha çok yılbaşı, dini bayramlar ve şirketlerin kuruluş yıl dönümleri ve diğer özel günlerinde rastlanılmaktadır. Hediye çeki verilmesi ve alınması olayı bu kadar basit olmakla birlikte, bu işlemlerin vergisel boyutu biraz karışıktır. Özellikle faturanın düzenleneceği ve KDV’nin hesaplanacağı tarih ile çeki satın alan şirketler tarafından gider kaydedilip kaydedilemeyeceği hususlarında tereddütlerle karşılaşılmaktadır. Aşağıda, hediye çeklerinin belgelendirilmesi, gider yazılması ve KDV’sinde son durum incelenecek, Maliye Bakanlığı görüşlerine de yer verilerek, kişisel görüşlerimiz belirtilecektir. II- HEDİYE ÇEKLERİNİN BELGELENDİRİLMESİ, GİDER YAZILMASI VE KDV’SİNDE SON DURUM A- HEDİYE ÇEKİ SATIŞINDA FATURA VE KDV 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/1. maddesine göre, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamındaki mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV’ye tabi bulunmaktadır. Teslimin tanımı ise, aynı Kanun’un 2/1. maddesinde “Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir.” şeklinde yapılmıştır. Aynı Kanun’un 10. maddesinde ise vergiyi doğuran olay hüküm altına alınmış, (a) bendinde teslim ve hizmet işlemlerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması, (b) bendinde ise malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği açıklanmıştır. Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde fatura; “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlanmıştır. Hediye çeki esas itibariyle çeki elinde bulunduran kişiye, çekin alındığı işletmeden çek bedeli kadar alışveriş yapma imkanı vermekte olup, hediye çekinin satılması aşamasında henüz bir mal teslimi ve hizmet ifası söz konusu değildir. Bir diğer ifade ile, hediye çekinin bu çeki çıkaran işletmeden satın alınması aşamasında henüz bir mal teslimi ve hizmet ifası söz konusu olmadığından, KDV ve kurumlar vergisi yönünden vergiyi doğuran olay meydana gelmemektedir. Dolayısıyla, hediye çekinin satılması aşamasında alınan tutarların “avans” olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Avans olarak değerlendirilen bu tutar için çeki satın alan şirket adına bu aşamada fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Çünkü, ortada henüz bir mal veya hizmet satışı söz konusu değildir. Hediye çeki satışları için bilgi amaçlı olarak Vergi Usul Kanunu’nda sayılan belgeler dışında bir belge (örneğin dekont vb.) düzenlenmesi mümkündür(1).

Hediye Çeki Satışı Yapan Şirketin Muhasebe Kaydı:

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

100/102 KASA/BANKA

340- ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI

… seri no.lu hediye çeklerinin teslimi ve bedelinin tahsili

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

Hediye Çekini Satın Alan Şirketin Muhasebe Kaydı:

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

136 (236)- DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR

100/102 KASA/BANKA

Peşin alınan hediye çeklerinin kaydı

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

Hediye çekleri satışında fatura düzenlenmesi halinde, faturada gösterilen bedelle sınırlı olarak KDV’yi doğuran olay meydana geldiğinden, faturada gösterilen bedel üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir. Fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması, tahsil edilen çek bedelinin avans olarak değerlendirilmesini engellememektedir. Kişisel görüşümüz, gerek hediye çeki ile yapılacak alışverişlerin farklı KDV oranlarına tabi olması nedeniyle KDV indiriminde yaşanacak sorunlar gerekse muhasebeleştirmede karşılaşılacak problemler nedeniyle, hediye çeki satış aşamasında fatura düzenlenmemesi gerektiği doğrultusundadır(2). B- HEDİYE ÇEKİYLE ALIŞVERİŞ YAPILDIĞINDA FATURA, KDV VE HASILAT/GİDER KAYDI İŞLEMLERİ 1- Hediye Çeki ile Alışveriş Yapıldığında Fatura Kim Adına Düzenlenecek? Muhasebe Kaydı Nasıl Yapılacak?Hediye çekini satan firmaların hediye çekleri kullanılarak yapılan alışverişlerin karşılığı faturayı, hediye çeklerini satın alan ve dağıtan şirketler adına düzenlemeleri gerekir. Çünkü, hediye çeki karşılığı olan alışveriş bedellerinin gerçek yüklenicileri, hediye çeklerini kullanıp alışveriş yapan kişiler değil, hediye çeklerini satın alıp dağıtan şirketlerdir. Nitekim, Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği bir Özelge’de; “Kurumunuzca gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine teslim edilen hediye çeklerinin, söz konusu mükellefler tarafından nihai kullanıcılara teslimi sonrasında bu kişiler tarafından kullanılmasını müteakip, hediye çeklerinin nihai kullanıcılarına yapılan teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedel üzerinden teslime konu mal ve hizmetin tabi olduğu oranda KDV hesaplanması, ancak faturanın hediye çekinin teslim edildiği gelir veya kurumlar vergisi mükellefi adına düzenlenmesi gerekmektedir.” şeklinde idari görüş bildirmiştir(3). Bu durumda, hediye çeki satışında aşağıdaki muhasebe kaydı yapılacaktır:

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

340- ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI

600- YURT İÇİ SATIŞLAR

391- HESAPLANAN KDV

… seri no.lu hediye çekleri ile yapılan satışlar

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

2- Hediye Çeklerini Satın Alan Şirket Ödediği Bedeli Gider Yazabilir mi? Yazarsa Ne Zaman Gider Yazabilir? Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde, “kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı”hükme bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 38. maddesinde, “bilânço esasına göre ticari kazancın teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonundaki ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu şekilde tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanun’un 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulacağı” hükmüne yer verilmiştir. GVK’nın 40/1. maddesine göre, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, safi kazancın tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınmaktadır. Ancak, bu tür giderlerin indirilecek gider olarak dikkate alınabilmesi için, kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması iş ve işletme hacmi ile mütenasip olması gerekir. Yapılan giderin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesinin bir gereği olarak değil, işletme sahibinin kişisel tatminini sağlama amacına yönelik olduğu durumlarda ise bu giderlerin vergilendirmeye esas matrahın tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Bu şekildeki giderlerin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dönem ticari kârına ilave edilmesi gerekir. Öte yandan, ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Firmaların reklam ve tanıtım amacıyla yılbaşı ve dini bayramlarda eşantiyon ve hediye dağıtmaları ile hediye çeki satın alıp dağıtmaları arasında bir fark bulunmamaktadır. Her iki halde de yapılan giderlerin GVK’nın 40/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Ancak, dağıtılan eşantiyon ve hediyelerin iş ve işletme ile ilgisinin bulunması ve bu durumunu ispat ve tevsik edilmesi gerekir. Aynı durum hediye çekleri içinde geçerlidir. Bu nedenle, hediye çeki dağıtılan kişilerin bir listesi yapılarak, hediye çeki dağıtılan kişilerle iş ve işletme faaliyetleri arasında bağlantının kurulması gerekir. Dolayısıyla, hediye çekini satın alıp dağıtan şirketlerin, avans hesabında izledikleri tutarları, kurumlar vergisi yönünden vergiyi doğuran olay alışveriş çekinin ibrazı ile birlikte mal veya hizmet tesliminin gerçekleştiği anda meydana geleceğinden, mal veya hizmet bedelinin karşılığı olan tutarı da giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleştiği ilgili dönemde hesaplarına gider olarak intikal ettirmeleri gerekmektedir. Hediye çekini satın alıp dağıtan şirketler, hediye çeklerinin kullanılması ve buna ilişkin faturaların gelmesi halinde aşağıdaki muhasebe kaydını yapmaları gerekir:

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

760- PAZAR. SATIŞ VE DAĞITIM GİD.

… Giderleri

191- İNDİRİLECEK KDV

136 (236)- DİĞ. ÇEŞ. ALACAKLAR

–––––––––––––––––/––––––––––––––––

3- Süreli Hediye Çeklerinin Süresinde Kullanılmaması Halinde Yapılacak İşlemlerHediye çıkaran şirketler, çıkardıkları hediye çeklerinin kullanım sürelerini 1 ay veya mali yıl sonuna kadar olmak üzere sınırlandırmakta, çeklerin bu süre içerisinde kullanılmaması halinde ise çekleri geçersiz sayarak gelir olarak dikkate almakta, bu çekleri satın alan şirketlere ödedikleri tutarları geri iade etmemektedirler. Hediye çekini satan şirketlerin, süresinde kullanılmaması nedeniyle geçersiz hale gelen ve sözleşme şartlarına göre kendilerine kalan tutar için, çeki satın alan şirketlere fatura düzenlemeleri, ancak herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası gerçekleştirilmediğinden katma değer vergisi hesaplamamaları ve göstermemeleri gerekmektedir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların gelir hesaplarına intikal ettirilmesi gerektiği açıktır. Hediye çekini satın alan şirketlerin de, bu faturaya dayanarak ödedikleri tutarları gider olarak kayıtlarına intikal ettirmeleri mümkün bulunmaktadır. Konu ile ilgili olarak verilen bir Özelge’de; “Hediye çekinin satılmasına rağmen çekin geçersiz hâle gelmesi durumunda (süresinde kullanılmaması), şirketiniz tarafından tahsil edilen tutarın gelir hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir. Ancak, çekin süresinde kullanılmaması sebebiyle bedelin tarafınızda kaldığı durumlarda gelir yazılacak bu tutar için müşteri adına fatura düzenlemeniz mümkündür. Diğer taraftan, bu durumda tarafınızca herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası gerçekleştirilmediğinden katma değer vergisi doğmayacaktır.” şeklinde açıklama yapılmıştır(4). III- SONUÇ Yukarıda yapılan açıklamalardan da fark edileceği üzere, hediye çeki satışı nedeniyle alınan bedellerin avans olarak muhasebeleştirilmesi, bu aşamada fatura veya benzeri belge verilmemesi ve katma değer vergisi hesaplanmaması gerekir. Bu işleme ait fatura veya benzeri belgenin hediye çeki ile alışveriş yapıldığında alışverişi yapan adına değil, hediye çekini satın alıp dağıtan şirket adına düzenlenmesi gerekmektedir. Hediye çekini satın alıp dağıtan şirketlerin, bu kapsamda ödedikleri bedelleri pazarlama, satış ve dağıtım gideri olarak giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleştiği dönemde hesaplarına gider olarak intikal ettirmeleri mümkün bulunmaktadır. (1) Abdullah TOLU, “Hediye Çeklerinin Gider Kaydı, Belgelendirilmesi, Muhasebesi ve KDV’si”, Yaklaşım, Ocak 2007, Sayı:169 (2) TOLU, agm. (3) MB. GİB. BMVD.’nin, 10.04.2014 tarih ve 64597866-105[229-2014]-41 sayılı Özelgesi. (4) MB. GİB. BMVD.’nin, 10.4.2014 tarih ve 64597866-105[229-2014]-41 sayılı Özelgesi.

Yorum Yapın