Vergi affı iyi yönetilmez ise ekonomik kriz derinleşir

Başta ben olmak üzere birçok kişi ve kurum tarafından dillendirilen, ekonominin önünü açmak için adeta zorunluluk hale gelen vergi affı sürecini hükümet resmî anlamda açıkladı. (Bu konuda basın toplantısı düzenleyen AK Parti Grup Başkanvekili gereken hazırlıkların yapıldığını duyurdu.)

Aflar vergi tekniği yönünden yanlış kabul edilerek uzmanlar tarafından çok fazla eleştirilse de bu seferki böyle olmadı. Toplumun her kesimi af beklentisini dile getirdi ve böylece af talebi piyasalar tarafından olumlu satın alınarak kabullenildi. Toplumun her kesimi vergi affının bu sene içinde çıkacağını düşünerek yıllık planını bütçesini çalışmalarını affı düşünerek yaptı.

Her şeyden önce esnaf ve KOBİ statüsündeki firmalar zor durumda idi. Ekonomi birçok noktada tıkanma noktasına gelmişti. Bu sadece ülkemiz için geçerli değil; başta Amerika, İngiltere ve Almanya olmak üzere neredeyse tüm dünya, ekonomilerinin iyi gitmediğini ilan ettiler. Buna 2020 yılında yaşadığımız COVID-19 salgını da eklenince olayın hem etkisi daha çok artarak hissedilir oldu hem de esnaf ve firma sahipleri ile beraber gayrimenkul kira geliri olanları ve çalışanları da etkiler hale geldi. Yani toplumda etkilenmeyen kesim adeta kalmadı.

Hükümet vergi ve SGK ertelemeleri, kısa çalışma ödeneği, işten çıkarma yasakları, uygun maliyetli krediler gibi bir dizi önlemler alarak süreci rahatlatmak adına elinden geleni yapsa da, tam anlamı ile bir çözüm olamadı. Çünkü yukarıdaki önlemleri almak ister istemez bütçeye ek bir yük getirdi, zaten sıkıntılı olan bütçe; gelirlerin azalması giderlerin artması nedeniyle önemli miktarda açık verdi. Verginin tahsilat oranı bazı illerde %2’ye düştü. Daha önceki vergi afları ile gündeme gelen vergi ve SGK taksitlendirmeleri bozuldu. Dolayısıyla devlet açısından kamu gelirleri tahsil edilemez bir hal alırken, mükellefler açısından da birikmesi nedeniyle ödenmez hale geldi. Yani aslında her iki tarafta kendince haklı!

Ancak elbette ki kilidi açmak ve ekonomiyi rahatlatmak yine Devlete kaldı. Devlet de kendisinden istenilen ve beklenilen çalışmayı başlattığını resmî kanaldan duyurdu. Şimdi gözler çıkacak affın kapsamında. Acaba ne getirecek? Nasıl olacak? İstenilen ve beklenilen şartlar oluşacak mı? Firmaları ve piyasayı rahatlatacak mı? Kamu gelirlerin toplanmasını sağlayacak mı? Yani kısaca bu şans taraflara nasıl yansıyacak ve nasıl kullanılacak?

Çıkarılacak af bu amaçlara hizmet etmeyecek ise, beklenilen ve istenilen amaç gerçekleşmemiş olacak taraflar enerjilerini gereksiz yere harcamış olacaklardır. Ayrıca bize göre en önemlisi piyasa tarafından satın alınan olumlu hava (vergi affının bütün sorunları çözeceği) gerçekleşmez ise af mevcut durumu daha fazla bozacaktır. Çünkü yaratılan ve satın alınan iyimser hava kaybolacak yerini karamsarlığa bırakacaktır. Böyle bir duruma imkân vermemeli, yakalan bu fırsatı iyi değerlendirilmeli ve taraflar tarafından süreç iyi yönetilmelidir. Peki nasıl?

Çıkarılacak bu af yasası ile en az birkaç yıl buna benzer düzenleme yapılmayacağı ya da yapılmaması gerektiği bilindiği ve beklenildiği için süreç iyi değerlendirilmelidir. Nitekim 08.10.2020 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan ”Bütçe Gelirlerine İlişkin Temel Politikalar” başlığında “Vergi politikalarının vergide adalet ve eşitlik ilkelerini pekiştirecek şekilde sürdürülmesine, vergi mevzuatının sadeleştirilmesine, etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin gözden geçirilmesine ve kademeli olarak kaldırılmasına devam edilecektir. Mali plan döneminde (2021- 2023 ) vergi affına gidilmeyecektir” hükmü yer almaktadır. Zaten gidilmesi de yanlıştır. İlk kez bir vergi affı konusunda tarafların hepsi uzlaşmıştır. Taraftarların tamamının da lehine bir uygulama olacaktır.

Yukarıda açıklanan bu nedenlerle, yapılacak yasal düzenlemenin kapsamı sadece bürokratlar ve siyasetçiler tarafından değil mükellefler ve uygulayıcılar tarafından Xortak uzlaşı ile oluşturmalıdır. Unutulmamalıdır ki böyle bir ortamda amacına ulaşmayan bir vergi affı dengeleri ve sistemi daha çok zedeleyecektir.

Yorum Yapın