Yurtdışı İşçilere Yapılan Ödemelere İlişkin Vergileme

Son yıllarda ülkemiz ekonomisinin İnşaat sektörü üzerinden gelişme göstermesi, ülke politikası olarak büyüme modelimizde lokomotif sektörün inşaat olarak belirlenmesi ülkemizde bu sektörde oldukça uzmanlaşma sağlamış ve yüksek bir iş hacmine ulaşmıştır. Bu çerçevede artık Türk yükleniciler yalnızca ülke sınırları içinde kalmayıp dünyanın birçok yerinde yüksek kapasiteli inşaat işlerine girişmişlerdir. Yurt dışında üstlenilen inşaat işleri kapsamında vasıfsız işçiler ağırlıklı olarak yerel kaynaklardan temin edilirken yetişmiş eleman ve teknik eleman ihtiyacı genellikle Türkiye’den gönderilen personel ile karşılanmaktadır. Yurt dışına gönderilen Türk personele ödenen ücretlerin nasıl vergileneceği ise öteden beri tereddüt oluşturmaktadır. Ücretlerde ana vergilendirme yöntemi stopajdır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde yazılı kişi ve kuruluşlar, Gelir Vergisi Kanunu’na göre ücret sayılan ödemelerden aynı Kanun’un 103 üncü maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından o yıl için belirlenmiş tarifeye göre stopaj yapmak zorundadırlar. Ücret ödemeleri ayrıca binde 7,59 nispetinde damga vergisi stopajına tabidir. (Damga Vergisi Kanunu’na Ek 1 sayılı tablonun IV/1-b pozisyonu) Gelir Vergisi Kanunu’nun 3. maddesinin 2. fıkrasında, • Resmi daire ve müesseselerle veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde, oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla gelir vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkûr kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler) denmekte, Ve buna bağlı olarak 112 seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile de ilgili kanun maddesi açıklamaktadır. İlgili genel tebliğde; (Gelir Vergisi Kanununun 3/2 inci maddesinde istisnai olarak tam mükellef sayılan bazı Türk vatandaşlarının, bulundukları yabancı ülkelerde gelir vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının Türkiye’de ayrıca vergilendirilmeyeceği belirtildiğine göre, bu hükümden yabancı ülkelerde çalışan Türk işçilerinin de yararlandırılmaları, Kanun’un ruhuna uygun düşecektir. Bu açıklamalar uyarınca, yabancı ülkelerde çalışan Türk işçilerinin “tam mükellefiyete tâbi gerçek kişi” sayılmaları; ancak, bulundukları memleketlerde vergilendirilen ücretlerinin, öteden beri olduğu gibi, Türkiye’de ayrıca vergiye tabi tutulmaması gerekmektedir.) denmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalardan açıkça anlaşılacağa üzere Yurt dışında çalışan Türk işçiler bulundukları ülkelerde vergilenmeleri halinde ayrıca Türkiye’de vergilenmeyecektir. Bu bağlamda konu yalnız ülkemizi değil diğer ülkeleri de kapsamaktadır. Türkiye’nin çok sayıda ülke ile yapmış olduğu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları çerçevesinden de konuya bakmak yararlı olacaktır. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında bu husus genellikle 15. Maddede “Bağımlı Faaliyetler” başlığı altından açıklanmaktadır. Genel Çerçevede Çifte Vergilemeyi önleme anlaşmalarında; Ücret gelirlerinde vergileme hakkı hizmet erbabının mukimi olduğu Devlete bırakılmıştır. Ancak, hizmetin diğer Devlette icra edilmesi ve aşağıda genel olarak belirtilen koşullardan birisinin diğer Devlette yerine gelmesi durumunda vergileme bu diğer Devlette bu Devletin iç mevzuatı çerçevesinde yapılacaktır. Bu koşullar Anlaşmalarda; • Ücret geliri elde edenlerin diğer Devlette toplam 183 günü aşacak şekilde bulunmaları veya • Kendilerine yapılan ödemelerin diğer Devlette mukim olan işverenlerce yapılması veya • Kendilerine yapılan ödemelerin işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılması. Olarak yer almaktadır. Çifte vergilendirme anlaşmaları kapsamında değerlendirme yapıldığında yurtdışına gönderilen işçinin diğer devlette kaldığı sürenin 183 günü geçmesi, kendilerine yapılan ödemenin diğer devlette kurulu bir işverenden olması veyahut Türkiye’de kurulu işverenin diğer devletteki şube işyerinden (Şantiye, Fabrika, vb.) yapılması halinde Hükümranlık ilgili devlete geçmekte ve vergileme hakkı ilgili devlete bırakılmaktadır. Bazı durumlarda anlaşmalar ve işin yapılış şekillerinden kaynaklanan çifte mukimlik sorunu ortaya çıkmakta ve her iki devlette de vergilendirme yapılmaktadır. Bu konuya ilişkin diğer devlette ödenen vergilerin Türkiye deki gelire mahsubunun yapılabilmesine ilişkin GİB 14.11.2012 Tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[30-2012/35]-3024 Sayılı Muktezası özetle aşağıdaki gibidir. Buna göre, anılan personelin Anlaşmanın 4. maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi olduğu tayin edilmişse, bu kişinin İngiltere’de ifa ettiği hizmetler bakımından 15/2’nin (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan üç koşulun bir arada gerçekleşmesi durumunda vergileme hakkı yalnızca Türkiye’ye ait olacak; birinin ihlal edilmesi halinde ise İngiltere’nin de bu ücret gelirlerinden vergi alma hakkı olacaktır. Böyle bir durumda yol açılacak çifte vergilendirme ise, Anlaşmanın Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi’ ne ilişkin 23. maddesi hükümlerince önlenecek olup, anılan maddenin üç numaralı fıkrası çerçevesinde ücret gelirleri için İngiltere’de ödenen vergi tutarı Türkiye’de bu türden gelirlere ilişkin ödenecek vergiden mahsup edilebilecek, bununla beraber bu mahsup, söz konusu gelir için mahsuptan önce hesaplanan Türkiye’deki vergiyi aşmayacaktır. Diğer taraftan GVK. nun 123. maddesine göre, tam mükelleflerin yabancı memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratlardan mahallinde ödedikleri benzeri vergilerin, Türkiye’de tarh edilen gelir vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından indirilmesi mümkün olup, indirilecek miktarın Gelir Vergisinin yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmından fazla olması halinde, fazla olan tutar indirim konusu yapılamayacaktır. Vergi indiriminin yapılabilmesi için yabancı memlekette ödenen vergilerin gelir üzerinden alınan şahsi bir vergi olması ve yabancı memlekette vergi ödendiğinin yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir. Buna göre, yurt dışında çalışmaya gönderilen personellerinizin, İngiltere’de vergi ödendiğini yetkili makamlardan alınan ve mahallindeki Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan memleketin aynı mahiyetteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle tevsik etmesi ve bu belgelerle birlikte bağlı bulunduğunuz vergi dairesine başvurarak İngiltere’de ödenen verginin Türkiye’de beyan edilen ve yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlara isabet eden kısmını aşmayan tutarının iadesini talep etmeleri mümkün bulunmaktadır. Sonuç: Yurt dışına gönderilen işçilere ödenecek ücretlerin vergilendirilmesi konusunda öncelikli olarak gönderilen ülke ile Türkiye arasında imzalanmış olan bir ikili anlaşma olup olmadığına bakılmalı var ise durum bu anlaşmalara göre tahlil edilmelidir. Bu gibi anlaşmaların olmadığı ülkelerde ise gönderilen personele yapılan ödemenin yurt dışında elde edilen kazançtan yine yurt dışında mı ödendiği yoksa Türkiye’den transfer şeklinde mi ödendiği hususu çözümlenmelidir.

Yorum Yapın